bugün
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek35
- 007 slip don giysin kampanyası10
- eksi ruyaları kaldıracak kantar13
- ali koç'un jose mourinho ile anlaşması24
- macar bakanının türklük açıklaması12
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler13
- istanbulda vurularak öldürülen okul müdürü17
- yanındakiyle yaşar aklındakiyle ölürsün15
- sözlük yönetimi beni silsin mi16
- ameliyat ettikleri hastann karnında mala unuttular10
- anın görüntüsü16
- 25 yaşında üniversite okumaya niyetlenmek8
- sözlüğün terzisi8
- 007 silik yesin kampanyası9
- suratı sabunlamak8
- bir erkeği cezbeden şeyler11
- bik bik silik yesin kampanyası9
- nervio'nun güzel ellerinden yiyeceğim dayak10
- sözlük yazarlarının boy kilo ölçüleri11
- rusyaya gidince kızlar etrafımda pervane olacak17
- hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay19
- görüldü bile atmayan insan tipi22
- galatasaray10
- fenerbahçe8
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks14
- yazarların evlenmek istedikleri dizi karakterleri11
- iğrenç bir his tarif et8
- allah yerine hızır'dan yardım istemek14
- eloande'ye zengin koca bulmak8
- aşık olmak12
- mimarlığı bırakmak13
- flörtü eleme sebepleri12
- erkeklerin iğrenç özellikleri21
- öğretmen maaşları17
- keki kabarmayan sözlük kızı30
- sözlükteki kızlar mı dışardaki kızlar mı10
- deniz gezmiş25
- fenerbahçe neden şampiyon olamıyor17
- eloande14
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek13
- fener olmasa galatasaraylılar kimle dalga geçecek9
- 6 mayıs 2024 konyaspor fenerbahçe maçı30
- bik bik'in 18 saat 30 dakikadır sözlüğe girmemesi12
- hayatta kalmak için cebinde köpek maması taşı9
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni17
- icardi'nin burnuna kafa atacak olmam13
- durduk yere tribe giren erkek17
- allah ile tanrının farkı var mı9
entry'ler (56)
ali ayşe'yi seviyor.
http://www.youtube.com/watch?v=aplAdFlgwXY
http://www.youtube.com/watch?v=aplAdFlgwXY
"Eğer iki kişi arasında kalıyorsanız, ikinciyi seçin. Çünkü birinciyi gerçekten sevseydiniz, ikincisi olmazdı."
bir yaprağın tek görevi dökülmek midir ? "yasuo"
doğrudan ve dolaylı yoldan hainliktir. militan sözcüsü partiye, apo yu başkan yapacağız diyen genel başkanın partisine oy vermektir. vicdansızlıktır. bu ülkenin evlatları siz apo dan ve pkk'dan arınmadığınız sürece sizi asla kabul etmeyecek. yeri gelmişken, burası ekşi sözlük değil. burda adamı üzerler.
dünya geniş, meydan dar. ulaşılabilecek şey çok, kontejyanlar kısıtlı. başarı öyküleri literatüründe, alttan gelip üste fırlayan ve hep üstte bulunmuş olanların çok daha fazla sayfası var.
büsbütün kaybetmeyi önleyecek güvenceler yok değil, riskli yollar cazip, her şeye rağmen risk, risk işte. girişkenlik literatüründe sayfaları çok, cesaret literatüründe sayfaları az. karar vermek zor.
olmuşluğun huzuru onlardan uzakta, "olmaz" ı kabullenmek onlara göre değil. olursa da az farkla, olmazsa da az farkla ...
hayat güzel, sonuna kadar yaşamaya sermaye yetmez. sermaye kovalarken hayat kaçar. denge ararken, yorgunluk had safhada; mutluluk da az farkla, mutsuzluk da az farkla ... hayati görünen mütevazi zaferler, yenilgiler, gerginlik, telaş ...
yarış, çoğu zaman, kendi aralarında, aşağı yukarı eşit koşullarda. zaferler de az farkla, yenilgiler de. Bu nedenle, yenilgiler son değil, zafer duygusunun ömrü kısa. yarış her an yeniden ... Ne var ki, zafer menzili bir boy, hayal kırıklığı menzili bir buçuk: özlemler, hırslar.
küçük farklar çıldırtır; özlemlerdeki çılgınlık bu değildir malesef, yarış aralarında insana dokunur. Zaferdi, hayal kırıklığıydı derken, o yarım boyluk menzil farkı, yeni orta sınıfın yüzüne asılır. hayattan zevk almalı, mutluluk; hayata yetişememek, mutsuzluk ... Ve eğlencenin en dağıtılan anlarında bile, içten içe bir gerginlik, huzursuzluk ...
Orta sınıf, alta bakar, üstü seyreder. alttan korkar, üstten çekinir. vicdansız değildir, alttaki acı hikayelere üzülür. ama alttan gelip kendilerini sollayanların hikayeleri varya ... öfke ... üsttekilerin uzun uzun seyredilen hikayeleri varya ... özlem ... edepli bir kıskançlık ...
büsbütün kaybetmeyi önleyecek güvenceler yok değil, riskli yollar cazip, her şeye rağmen risk, risk işte. girişkenlik literatüründe sayfaları çok, cesaret literatüründe sayfaları az. karar vermek zor.
olmuşluğun huzuru onlardan uzakta, "olmaz" ı kabullenmek onlara göre değil. olursa da az farkla, olmazsa da az farkla ...
hayat güzel, sonuna kadar yaşamaya sermaye yetmez. sermaye kovalarken hayat kaçar. denge ararken, yorgunluk had safhada; mutluluk da az farkla, mutsuzluk da az farkla ... hayati görünen mütevazi zaferler, yenilgiler, gerginlik, telaş ...
yarış, çoğu zaman, kendi aralarında, aşağı yukarı eşit koşullarda. zaferler de az farkla, yenilgiler de. Bu nedenle, yenilgiler son değil, zafer duygusunun ömrü kısa. yarış her an yeniden ... Ne var ki, zafer menzili bir boy, hayal kırıklığı menzili bir buçuk: özlemler, hırslar.
küçük farklar çıldırtır; özlemlerdeki çılgınlık bu değildir malesef, yarış aralarında insana dokunur. Zaferdi, hayal kırıklığıydı derken, o yarım boyluk menzil farkı, yeni orta sınıfın yüzüne asılır. hayattan zevk almalı, mutluluk; hayata yetişememek, mutsuzluk ... Ve eğlencenin en dağıtılan anlarında bile, içten içe bir gerginlik, huzursuzluk ...
Orta sınıf, alta bakar, üstü seyreder. alttan korkar, üstten çekinir. vicdansız değildir, alttaki acı hikayelere üzülür. ama alttan gelip kendilerini sollayanların hikayeleri varya ... öfke ... üsttekilerin uzun uzun seyredilen hikayeleri varya ... özlem ... edepli bir kıskançlık ...
"apoyu başkan yapacağız" diyen genel başkana sahip parti mensubudur.
gerçek vatansever illerimizi ortaya koymuştur. teröristlere oy çıkmamıştır.
adam kere adamdır. * knight online oynamak için ortaokul ve lisede firar eden çılgın neslin ta kendisidir. gerçek dünya'nın bayıklığının bedenine verdiği sıkıntıyı bertaraf eder.
şu ana dibine kadar doğru konuşmakta olan mhp lideri. kürtçülerin ve vatan hainlerinin zoruna gitmesi doğaldır.
cengiz han'ın annesi türktür. babası ise bazılarına göre moğoldur bazılarına göre ise belirsizdir.
bahsi geçen boru sinan engin'in reklamında oynadığı boru olabilir. ilgili video;
https://www.youtube.com/watch?v=lKM5uFCM-Ms
edit: hayatımda bu kadar yaratıcılıktan uzak ve kötü reklam çok az gördüm.
https://www.youtube.com/watch?v=lKM5uFCM-Ms
edit: hayatımda bu kadar yaratıcılıktan uzak ve kötü reklam çok az gördüm.
gereksiz ve boş bir önerme. burda es geçilen nokta şudur. bakireliği önemsemek, başlıkta yazılan tabirle bakireliğe takılmak, benim ve diğer erkeklerin en doğal hakkıdır. nasıl tam tersi durumlarda "benim bedenim benim kararım" diyebiliyorsanız ve bu özgürlükse, herkes saygı duymak zorundaysa bu durumda da farklı bir davranışta ve düşüncede bulunmak iki yüzlüler ordusunun bayrak taşıyanı olmak demektir. ben bakireliği önemsemek ya da önemsememek konusunda özgürüm. sen bakireliğe önem veriyorum diye bana kötü sıfatlar yakıştırırsan ben de sana bakireliğin önemli olmadığını düşündüğünü söylediğin için kötü sıfatlar yakıştırırım. en azından bu hakkı bana tanımış olursun. kendine yapılmasını istemediğin tavrı başkalarına gösterip sonra hakaret yediğinde bu enkaza ukala bir şekilde buğulu gözlerle bakmak en büyük ahmaklıktır.
vatan hainlerinin ve kürtçülerin korkulu rüyasıdır.
dağlardan geri döndüğünüzde "kendini dağa bayıra verip kendi çişini içen adamın hikayesi" isimli bir kitap çıkartıp köşeyi dönebilirsiniz. *
tanım: bir topluluğun dışında tutulmak ya da alınmamak.
insanoğlu kenara ittiği bireyin, bu itilmişliğe verdiği cevaba acımasızlık derken, kendi çelişkisine gönderme yaptığının farkında değildir. Bizler ruh sağlığı farklılarını, görsel olarak "normal" ölçütlerimizden ayrı olanları ve daha nicelerini soğuk tavırlarımız, acımasız eleştirilerimiz ve en çok da "Seni yok sayıyorum!" diye bağırdığımız o tarifsiz jest ve mimiklerle yıkarız. Sonra bu yıkımın enkazlarını ayıplarla izleriz.
Bizler ünlü yazar Mary Shelley'nin, "Frankenstein" romanında bahsettiği, Victor Frankenstein gibi yarattığımız farklılıktan iğrenirsek ve ondan kaçarsak, onu ötekileştirir, dışlar ve varlığını yok sayarsak, ortaya gerçek bir "ucube" çıkardığımızı yadsımamak gerekir. Unutulmamalıdır ki, hayatta en tehlikeli varlık, yalnızlığını kendi seçme şansı bırakılmadan yalnızlaştırılmış, dışlanmış ve varlığına hakaret edilmiş olandır. Farklılıklarından dolayı bireyi dışlamak ve bu farklılıkları olumlu anlamda kanalize edecek ortam yaratmamak, sonra da enkaza buğulu gözlerle bakmak, uçurumun kenarında paten yapmak gibidir.
insanoğlu kenara ittiği bireyin, bu itilmişliğe verdiği cevaba acımasızlık derken, kendi çelişkisine gönderme yaptığının farkında değildir. Bizler ruh sağlığı farklılarını, görsel olarak "normal" ölçütlerimizden ayrı olanları ve daha nicelerini soğuk tavırlarımız, acımasız eleştirilerimiz ve en çok da "Seni yok sayıyorum!" diye bağırdığımız o tarifsiz jest ve mimiklerle yıkarız. Sonra bu yıkımın enkazlarını ayıplarla izleriz.
Bizler ünlü yazar Mary Shelley'nin, "Frankenstein" romanında bahsettiği, Victor Frankenstein gibi yarattığımız farklılıktan iğrenirsek ve ondan kaçarsak, onu ötekileştirir, dışlar ve varlığını yok sayarsak, ortaya gerçek bir "ucube" çıkardığımızı yadsımamak gerekir. Unutulmamalıdır ki, hayatta en tehlikeli varlık, yalnızlığını kendi seçme şansı bırakılmadan yalnızlaştırılmış, dışlanmış ve varlığına hakaret edilmiş olandır. Farklılıklarından dolayı bireyi dışlamak ve bu farklılıkları olumlu anlamda kanalize edecek ortam yaratmamak, sonra da enkaza buğulu gözlerle bakmak, uçurumun kenarında paten yapmak gibidir.
yıllar boyunca herkesin ahlakına göre yaşamayı istedim. kendimi herkes gibi yaşamaya, herkese benzemeye zorladım. kendimi ayrı düşmüş hissettiğim zaman bile, bütünleşmek için böyle davranmak gerektiğini söyledim. ama bütün bunların sonunda felaket geldi. şimdi kalıntılar arasında dolaşıyorum, kuralsızım, tereddütler içindeyim, yalnızım ve bunu kabullenerek, tek oluşuma ve
kusurlarıma boyun eğdim. tüm yaşamımı bir nevi yalan içinde yaşadıktan sonra bir doğru yaratmak zorundayım.
kusurlarıma boyun eğdim. tüm yaşamımı bir nevi yalan içinde yaşadıktan sonra bir doğru yaratmak zorundayım.
erman toroğlu ve selçuk dereli'nin yüzde yüz, net dedikleri penaltıdır.
http://www.fotomac.com.tr...4/12/20/o-kol-niye-havada
http://amkspor.com/2014/12/20/penalti-mi-380156/
http://www.fotomac.com.tr...4/12/20/o-kol-niye-havada
http://amkspor.com/2014/12/20/penalti-mi-380156/
napolyon bonapart'ın birinci koalisyon savaşında söylemiş olduğu, devamını "sanki çok da sikimde" diyerek devam ettirdiği sözdür. napolyon'un bir diğer özlü sözü için; (bkz: seks seks seks)
(bkz: eğleniyor muyuz gençler)
(bkz: eğleniyor muyuz gençler)
abartısız yüzde sekseninin zararsız lezbiyenlik deneyimleri içerdiği ilişkilerdir. bu zararsız lezbiyenlik deneyimleri arasında; birbirinin kucağına oturma *, sebepsiz yere aynı yatakta yatma, yastık savaşı ve boğuşma ayağına birbirine temas, şakasına söylenmiş bile olsa taş gibisin, sana şöyle yaparım v.s cümleler kurmak * ve daha bir çok erkeklerin kendi aralarında yapılırsa direk gay damgası yiyecekleri davranışlarda bulunmak yer alır.
tatlı su hümanistlerinin ve fularlı alagavatların "çoğunluğunu" oluşturduğu sözlük.